KONYA ATATÜRK A.Ö.L
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Neden Metal Müzik???

2 posters

Aşağa gitmek

Neden Metal Müzik??? Empty Neden Metal Müzik???

Mesaj  musdawdaf C.tesi Ağus. 02, 2008 2:47 am

Ne anlıyoruz şu cın cın cın gitarlardan, ne anlıyoruz şu böğürtülerden? Niye kan yağmurlarından, parçalanan vücutlardan ya da insanlık tarihinin trajedilerinden bahsediyoruz? Neden şarkı sözlerimizde “do you want me girl?” yerine “she asked for it” geçiyor? Karlı ve puslu ormanlar, yağan yağmur ya da bir göle silüeti düşmüş eski bir kale neden bu kadar çok hoşumuza gidiyor? En ufak distortion'lı gitar sesi neden dikkatimizi çekiyor? Ne anlıyoruz bu müzikten, hatta bu da müzik mi hakikaten?

Burada bu müziğin geçmişinden, tarihsel öneminden, ne kadar iyi olduğundan ya da neden diğer tüm müziklerden ayrı tutulması gerektiğinden bahsedecek değilim. Bu yazı biraz kişisel, biraz da genel ifadelerle, bu müziğe ve bu müziğin insanlara yaşattıklarına/yaşatabildiklerine dair, daha çok içsel konulara değinmeye çalışan kendi çapında bir denemedir.

Pek çok insanda aynı etkileri gördüğüm için, gerektiğinde kendimden örnekler vermekte de pek tereddüt etmedim.

Zamanında omzuma inen saçlarım artık kısa. Metal gruplarının yer aldığı tişörtlerim bile en fazla iki, üç tanedir. Ve başlamadan önce belirteyim ki, eğer metalcilik buysa, ben bir “metalci” değilim. Ama konu bu müziğin bana hissettirdikleriyse, ben tam bir “metalciyim”.

Bu müziği dinleyen insanların, dinledikleri bu müziğe neden bu kadar çok sevgi, ilgi ve bağlılık gösterdiklerini açıkçası bilmiyorum. Belki genel duruşundan, belki ilgilendiği konuların gerçekliği ve çeşitliliğinden, belki de yalnızca cın cın gitarları çok sevdiklerinden. Olayı ilginç kılan, metal müziği gerçekten severek dinleyen insanların büyük bir kısmının dinledikleri bu müziği “öylesine” dinlememeleri ve bir şekilde -az ya da çok- araştırmaları, yeni grupları, türleri keşfetmeye çalışmalarıdır. Bu elbette her tür müziğin dinleyicisinde var olması mümkün olan bir durumdur. Ancak metal müzik, belki de sahip oluğu tavırdan dolayı, sanki biraz daha “benim müziğim” durumunu yaratır bir hal içerisindedir. Caz müzik dinleyen biri, bu yoruma “hadi ordan” diyebilir belki, ve haklı da olabilir. Ama sonuçta benim müziğim bu ve konuya subjektif bakmak da en doğal hakkım, öyle değil mi? Bu müziği dinleyen insanlar çoğunlukla müziklerini başka hiçbir müzikle kıyaslamazlar, buldukları yeni ve iyi grupları bu müziği dinleyen diğer arkadaşlarının da duymasını isterler, konser alanlarında bilet alacak parası olmadığı için başkalarından az da olsa yardım isteyen kişilerin bu isteklerinde -çoğunlukla- samimi olduklarını bilirler.

Kişisel konuşmam gerekirse, ben bu müziği ilk olarak 11-12 yaşlarımda duydum. Metal müziğin televizyon veya radyoda yaygın bir yayını olmadığından, o yaşlardaki çocukların bu müzikle tanışması genelde tesadüfler üzerine kuruludur. Bendeki durum da farklı değildi. İlk kez dayım sayesinde duyduğum metal müzik, 15 yaşıma gelene kadar sadece güzel bir müzik konumundayken, bu yaşımdan sonra her yönüyle ilgimi çeken bir hal almış ve en büyük hobim durumuna gelmişti. Sadece bu müziğe olan açlığım ve sevgim beni sabahın 6'sında bisiklet selesine oturtuyor ve kulağımda “…And Justice For All” ile yazlığımızın bulunduğu çevrede turlamaya götürüyordu. Sadece bu müziğe olan sevgim derste gömlek içinden walkman kulaklığını geçirip, elimle kulağımı kapatmak suretiyle “Countdown To Extinction” dinlememe yol açıyordu. Sadece bu müziğe olan sevgim beni, geceleri dinlerken uyuyakaldığım walkman'im için her sabah yeni pil almak zorunda bırakıyordu. Neden başka müzikler dinleyen arkadaşlarım bunları yapmıyordu? Bir ben mi deliydim? Neden zamanla benimle aynı şeyleri yapan arkadaşlarımın da benim dinlediğim türde şeyler dinlediklerini öğreniyordum? Metal müziğin benimsenmesi ve sahiplenilmesi olgusu işte burada ortaya çıkıyor.

13-14 yaşımda biri bana “neden bu gürültüyü dinliyosun, manyak mısın?” diye sorduğunda verdiğim cevap genellikle “sen anlamazsın” oluyordu. Şimdi bakıldığında belki anlamsız, kaçamak ya da desteksiz bir cevap olsa da, o yaşlardaki bir insan için bu son derece anlamlı ve geçerli bir yaklaşımdı. “Sen anlamazsın”, bu müziğin “benim” olduğunu gösteriyordu; belki de yaşattığı kelimelere dökülemeyecek hissin bir dışa vurumuydu. Bu durumun yalnızca benim için geçerli olduğunu sandığım o zamanlarda, elbette ki çok yanılıyordum. Çünkü bu müziğe benim kadar, hatta benden daha çok bağlı insanlar olduğunu görüyor ve zamanla aslında daha hiçbir şeyden haberimin olmadığını fark ediyordum. Ancak o yaşlarda bile farkında olduğum bir şey vardı: ben bir daha bu müzikten başka bir şey dinleyemezdim… haklıydım.

Neyse ki sınıfımda bu müziği az-çok dinleyen birkaç arkadaşım daha vardı ve böylece bu müziğin paylaşım yönünü de yaşama şansım oldu. Öğle teneffüslerinde hep bu müzikten konuşabiliyor, “Pantera diye manyak bi grup varmış” diye muhabbet edebiliyor, ders esnasında sırama hafifçe “datdara datdat datdat!” diye vurunca arka sıradan gelen yine aynı hafiflikteki “Blackened!” cevabını duyabiliyordum.

Örnekler çoğaltılabilir. Burada kendimi anlatmıyorum; bunları yaşayanın yalnızca ben olmadığımı biliyorum. Bahsettiğim bu hoş enstantanelerin benzerleri, biliyorum ki bu yazıyı okuyan ya da okumayan çoğu metal müzik dileyicisi için de geçerli. Zaten tüm olay bunu bilmekten geçiyor.

Farkındasınızdır, “neden metal müzik?” sorusuna şu ana kadar en ufak bir cevap verebilmiş değilim; bunu yapabileceğimi de sanmıyorum. Ama tek bildiğim, benim ve benimle birlikte milyonlarca insanın bu müziği başka hiçbir şeyde bulamadıkları hisleri, heyecanları, coşkuları ve hüzünleri bulmak için kullandıkları ve bunu asla başka bir şeyle değişemeyecekleri. Konserlere gidiyorum, saçları bembeyaz olmuş, arka taraflarda duran ve hiç hareket etmeden, yalnızca tebessüm ederek sahneye bakan amcalar görüyorum. İşte o zaman, sebebini bilmesem de ben de tebessüm ediyorum. Konserlere gidiyorum, bazen en önde oluyorum ve arkaya baktığımda kalabalığın üstünden adeta duman tüttüğünü görüyorum. Konserlere gidiyorum, sevdiği ve beklediği parça başladığı anda insanların ne kadar mutlu olduklarını, ağladıklarını görüyorum. Bir kez daha, bu her tür müzik için geçerli olan bir şey diye düşünüyorum. Ama yine de, “Bard Song” başladığında yükselen uğultuyu hiçbir şeye değişemiyorum. “Jotun” girdiği anda yanımda bayılan çocuğu unutamıyorum. “Master Of Puppets”ın girişiyle kalabalıkla birlikte bir anda stadyumun bir ucundan diğerine doğru savrulmamı aklımdan çıkaramıyorum. Arkadaşlarımla birlikte bir müzik dükkanına girdiğimizde, dükkanda bir heavy metal reyonu oluşunun ve bu yüzden de bir süre o dükkanda kalacak olmamızın arkadaşlarımın hoşuna gitmemesini seviyorum. Rafta almayı çok istediğim iki-üç albümü gördüğümde hangisini alacağım konusunda yaşadığım tereddütü, saçma da olsa seviyorum. Yaşı benden büyük birinin konserde delicesine headbang yapmasını seviyor, onun yıllar önce o parça eşliğinde neler hissetmiş olabileceğini az-çok tahmin edebiliyorum. Bu bağlılık, bu sadakat başka bir şey; pek çokları için adeta bir ihtiyaç.

Bunun sebepleri neler olabilir? Sert müziğin bizi çeken yanı acaba nedir? Bulutsuzluk Özlemi'nden Nejat Yavaşoğulları, Satanizm tartışmalarının yaşandığı o saçma sapan dönemlerde, Siyaset Meydanı programında şöyle demişti: “Metal müzik zeki insanların müziğidir. Metal dinleyen çocuklara bakın, çoğu cin gibi çocuklardır.” Aynı şeyi Moğollar'dan Cahit Berkay da demiştir: “Metal müzik, kafası çalışan adamların yaptığı zeki bir müziktir.” Gerek insan emeğine dayalı icrası, gerek kimi şarkı sözlerindeki felsefe denebilecek düzeylere ulaşabilen derinlik, gerek müzisyenlik ve enstruman kullanımı konusundaki ustalık, gerek de kimi konsept albümlerde yakalanan ve ortaya adeta bir sanat eseri çıkartan yaklaşım, bu müziğin sanıldığı gibi gürültü ve kafa sallama müziği değil, bilakis son derece entelektüel, elit ve akıl dolu bir müzik haline gelmesini sağlıyor. Saçma sapan konular, anlamsız albümler, gereksiz gruplar yok mu? Elbette var. Ancak seksenlerdeki thrash metal gruplarının sözlerini okuduğunuzda, kimi progresif metal gruplarının konsept albüm konularına baktığınızda, ya da örneğin bir Death'in insanın içini titreten riff'lerini dinlediğinizde, bu müziğe katılan zeka dozajının kimi zaman/çoğu zaman hiç de az olmadığını görmeniz mümkün.

İnsanların bu “müziklerine” karşı olan bağlılıklarına dair başka bir örnek mi istersiniz? Başka hangi müzik türü için binaların zemin katlarında, bodrumlarında stüdyolar açılıyor ve binlerce çocuk bu çoğu zaman havasız olan odacıklara para akıtıp kendilerini geliştirmeye çalışıyor, sevdikleri şarkıları çalıyor? Başka hangi müzik türünde insanlar güneşi ve kızları bırakıp Florida sahillerindeki evlerinin bodrumlarına kapanıyor, kıçlarından ter damlayarak şarkılar kaydediyor, saatlerce stüdyolara girip albümler yapmaya çalışıyor? Başka hangi müzik türünde insanlar yapacakları konsept bir albüm öncesinde gerekirse onlarca kitap okuyor, kütüphanelerde araştırma yapıyor?

Dediğim gibi, amacım metal müziğin avukatlığını yapmak değil. Bu müzik bazıları için öylesine yoğun duygular barındırır ki, dinledikleri bu müzik hakkında konuşmaktan, yorum yapmaktan bile kaçınırlar. O nedenle metal müziği daha fazla övmek ve gereksiz sıfatlarla boyamak istemiyorum. Hepimiz neyin ne olduğunu biliyoruz.

Yazının başlığında sorduğum soruya cevap bulamadığım, ve bulunamayacağını düşündüğüm bu yazıya burada son veriyorum. Bu yazı bir sayfa da olsaydı, cilt cilt ansiklopedilerden de oluşsaydı, yine de fark etmezdi; ben “Leper Messiah”ı on bininci kez dinleyişimde de aynı zevki alırdım, “Tornado Of Souls”u her dinleyişimde paltomun cebindeki ellerime hakim olamayıp hayali perdelere basardım; “Punish My Heaven” discman'imde her çalışında gece vakti yanan araba farlarında parlayan salyalarımı saça saça “paniş may hevıııııııın!” diye bağırırdım (tabi içimden bağırırdım, deli miyim yolun ortasında bağıracam).

Başkaları için bir anlam ifade etmese de, biz bu gürültüden çok şey anlıyoruz, ondan vazgeçemiyoruz. Bu müzikten hoşlanmıyorsanız boşuna uğraşıp da anlamaya çalışmayın.

“Siz anlayamazsınız bu müziği”.


ALINTIDIR
musdawdaf
musdawdaf

Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 02/08/08
Nerden : istanbul

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Neden Metal Müzik??? Empty Geri: Neden Metal Müzik???

Mesaj  ThOsSuN C.tesi Ağus. 02, 2008 12:16 pm

kardeş valla ellerıne saglık..bızım okulda metalcı bı ben varım sanıordum...kafa bırısın..
ThOsSuN
ThOsSuN

Mesaj Sayısı : 153
Kayıt tarihi : 03/06/08
Yaş : 30
Nerden : KnYa

http://kaol.forumuyuz.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Neden Metal Müzik??? Empty Geri: Neden Metal Müzik???

Mesaj  musdawdaf C.tesi Ağus. 02, 2008 2:44 pm

belki dinlemissindir ama yinede söyleyim opeth-amon amarth-lamb of god ve apocalyptica bunları kesın dınle gercektende melodıc metalın en ıyılerıdır
musdawdaf
musdawdaf

Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 02/08/08
Nerden : istanbul

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Neden Metal Müzik??? Empty Geri: Neden Metal Müzik???

Mesaj  ThOsSuN C.tesi Ağus. 02, 2008 11:14 pm

ok saol dınnerım...benden tavsıyede Dİmmu borgir-sorgens jamer del II....dınne bak;)
ThOsSuN
ThOsSuN

Mesaj Sayısı : 153
Kayıt tarihi : 03/06/08
Yaş : 30
Nerden : KnYa

http://kaol.forumuyuz.biz

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz